Gülden TAŞ


SAVAŞIN ÇOCUKLARI


Yıkık viran dağılmış, taş üstünde taş kalmaz,

Tesadüfen yaşıyor savaşın çocukları.

İnsanlık, vijdan varsa buna yürek dayanmaz,

Dehşet ile koşuyor savaşın çocukları.

 

Kan çağlıyor damardan, kapanmış barış liman.

Vahşetin ölçüsü yok,  kalmamış tek/bir güman.

Halep´de Suriye´de zulümde her müslüman.

Sabır doldu taşıyor, savaşın çocukları.

 

Üst başı kan içinde, yaşamamış dününde.

Annesine tecavüz, gözlerinin önünde.

Babası öldürülmüş, sabre doğum gününde.

Mezarını eşiyor, savaşın çocukları.

 

Kalem, kağıt, okul yok tanımıyor silgiyi,

Unutmuş sevilmeyi, göremiyor ilgiyi,

Çocuk yaşta unutmuş, okumayı bilgiyi.

Kurşunlar koşuyor, savaşın çocukları.

 

Gözler korku yaş dolu, sokaklar ölüm kokar.

Menfaat ön planda, ecnebi cihan yıkar.

Bebeler süt bulamaz, feryatlar nefes yakar.

Kan toprağa düşüyor, savaşın çocukları.

 

Top, mermi, tank sesleri kulağı etmiş sağır,

Duyulmuyor sesiniz, çığlık çığlığa bağır.

Bu neyin bedelidir, yükünüz böyle ağır.

Yalınayak üşüyor, savaşın çocukları.

 

Halep tarumar halde, yuvasından atılmış.

Yahudi, ermenisi bu savaşa katılmış,

Çıkarları uğruna, her pazarda satılmış,

Ateşlerde pişiyor, savaşın çocukları.

 

Açlık, korku, vahşetin ortasında yaşıyor.

Çocuksu bedeniyle, ne acılar taşıyor.

Mermi adres sormuyor, kör kurşunla düşüyor.

Toprağa karışıyor savaşın çocukları..