Gülden TAŞ


ŞİKÂYETİM VAR













ŞİKÂYETİM VAR
Dostum diyerekten sonra unutup
Bırakıp gidenden şikâyetim var
Gönlümden bir parça yerim isteyip
Sonrası bıkandan şikâyetim var

Muhabbet ehlini hesaba katıp
Sonra benliğimi kenara atıp
Dostluğu yalana çıkara satıp
Bırakıp gidenden şikâyetim var

Sırrını açıp da sırrım paylaşan
Her gün gelip gelip benle eğleşen
Acıyı tatlıyı anı bölüşen
Unutup gidenden şikâyetim var

Sevgi pınarına gönül bağlayan
Beraber gülüp de benle ağlayan
Umut deryasında akıp çağlayan
Akmayıp gidenden şikâyetim var

Dostluk pınarından birlikte içip
O güzel günlerde Yüreği açıp
Güven duygusuna kalıplar biçip
Sonrası gidenden şikâyetim var


Gülden ellerini tutarken emin
Gitmeye hazırmış meğerse zemin
Su gibi duygular akarken demin
Sonra kuruyandan şikâyetim var----

BAHAR DÜŞTÜ GÖNLÜME
Bir sabah bahar düştü gönlüme ansızın, her gün gözlerimi köhne bir yalnızlığa açardım oysa, yüreğimde sevda kırıntılarını toplar her sabah koyardım masama gözyaşı çay olur en demlisinden içerdi duygular, içim ezilir yürek büzülürdü, düşünceler ikliminde bahar temizliği yapardım kendimce süpür süpürdüm. Nereden bilebilirdim sadece o anlık kendimi kandırdığımı, gerçek bir tokat gibi birkaç dakika sonra patlardı suratımda, canım yanar içerim neşter vurulmuşçasına kanardı.

O gün minik serçe tıklattı camın kenarını, oturup açmamı bekledi, belli ki söyleyecekleri vardı açtım uyku sersemi halde penceremi, soğuk bir esinti çarptı suratıma o an ayıldım, uzaklardan gül kokulu selam getirmişti, içime çekerken tek solukta o an hatırladım yüreğimdeki sımsıcak ateşi..

Rabbimdi tek sevgili! Sevgisini yollamıştı yemyeşil Kaçkar dağlarını süsleyen karlı tepelere yansımış güneş parıltısında, köknar çam kokulu yel esintisi ile selam söylemişti serçenin kanadında, hava bir başka mavi, güneş bir başka parıldıyordu eksende, gökkuşağı renklerini saymaya kalkamadım öylesine çoktu ki içinde, arılar ötüşüyor, kelebekler uçuşuyordu, havada sevda yanık kokuları geliyordu püfür püfür, genizim yanarcasına...

Elinde topu ile küçük kız çocuğu burnunu çekiyordu karşı evin bahçesinde, açıktım anne derken, bende acıkmıştım günlerdir masamda yediğim umutsuzluk kırıntıları artık çöpe atmalıydım, mis kokulu papatya, gül goncaları kuşatmışken etrafımda ?.

Ey yaşam yüreğimde tomurcuklar açmaya sebep sensin, yüreğim zaten güler misali, her bir yaprağını bir başka seviyorum senin kokunu içime çektikçe sevda baharlar geliyor kış sonrası dünyama, Güneşin dünyaya o muhteşem bakışı yok mu tamda yaşam zamanı sevda zamanı , Yaratanın bahşettiğine şükür edip sende etrafına şöyle bir bak sevgiyle gülerek, ne görüyorsun önce yüreğinde sonra gözlerinde.....