Zihni AĞIRMAN


ÇAYKUR BATIYOR MU?


Hazine Müsteşarlığı açıkladı. Yani Devlet ifşa etti. Rakamlar devletin resmi rakamları.Devletin elinde bulunan Kamu İktisadi Teşebbüslerinin bazıları zarar etti.

Kar eden de var elbet.
Yıllarca devletin elinde bulunan bazı işletmelerin özelleştirilmesinden veya yarı özerkleşmesinden sonra kar eden kuruluşları da gördük.

Ama hala devletin tekelinde bulunan birkaç işletmenin hala zarar ettiğini görmek insanın içini acıtıyor.
Bunların başında BOTAŞ geliyor.
1 milyar 342 milyon lira zararla rekor kırdı.
Devlet Demir Yolları 733 milyon lirayla ikinci,
TETAŞ 463 milyon lira ile üçüncü
Çaykur 75 milyon yani 75 trilyon liralık zararla beşinci sırada yer aldı.
Kârın değil zararın rekortmenleri
Devletin elindeki 19 KİT?ten 5 tanesi trilyonlarca lira zarara uğratılırken diğer 14 tanesi ise kar etti.
Tebrik etmek lazım.

Zarar eden KİT?lerden Çaykur bizi ve bölgemizi yakından ilgilendiriyor.
200 binin üzerindeki ailenin ve yaklaşık 1,5 milyon insanın tek geçim kaynağı olan Çaykur geçen yılı ne yazık ki 75 trilyon lira zararla kapattı.
Devletin açıkladığı resmi rakam bu?

İmdat Sütlüoğlu?nun Genel Müdürlük görevini yürüttüğü Çaykur, son 10 yılda ilk kez zarar etmiş oldu.
Bu Zarar öyle bir yılda düzeltilecek gibi de değil.
Borçla başladı, borçla devam eder.

2012 rakamları açıklandığı zaman zararın daha da artacağından endişe ediyorum.
Çünkü çuval delinde bir kere. Geri dönüşü zordur. Bir deliği kapatırsanız bir diğeri açılır.
Demek ki Çaykur?da ters giden bir şeyler var.

Ya üretim maliyeti artmış, ya işçi fazlalığı var, ya fütursuzca harcama yapılmış sponsor olunmuş ya da pazar payında düşüş yaşamış.

Yani ürettiğini satamadı. Gelirin giderinden az ise zarar yapıyorsun demektir.
Depolarında ne kadar kuru çay var bilmiyorum ama düz mantıkla baktığın zaman böyle.
Kurumun başka zarar edecek hiçbir durumu yok.
İçi boşaltılmamış ya.
Belki de hepsi birer etken.
Zarar nasıl kapatılır. Elbette en basit yöntem zam yaparak. Çaykur 75 trilyon zararı nasıl kapatacak. Ya kuru çaya zam yapacak ya da hazineden karşılanarak.
Yani her durumda ucu vatandaşa değiyor.

2003 yılında Çaykur?un başına getirilen Ekrem Yüce 8 yıl yürüttüğü bu görev süresinde kurum hiç zarar etmemiş.
Hatta çok da kar etmişti.

Ekrem Yüce?den sonra Genel Müdürlük koltuğuna oturan İmdat Sütlüoğlu?ndan döneminde Çaykur zarar etmiş.
Sütlüoğlu?nun enkaz devraldım deme şansı da yok.

Her yiğidin yoğurt yiyişi elbette farklıdır ama aklın yolu birdir.
Çaykur?un yıllar sonra zarar etmesi belki de özelleştirmeyi yeniden gündeme getirecek.
Yıllarca üretici, çalışan ve sendikalar kurumun özelleştirilmemesi için direndi ve başardı.
Ama ya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çıkıp ?Değerli hemşehrilerim bakın işte Çaykur?u zarar ediyor. Özelleştirmekten başka çaremiz yok? dese kim ne diyecek.
Herkes ?Haklısınız başbakanım? diyecek.
Ve Çaykur özelleştirilecek.

Devletin sırtında kambur olmaktan kurtarılacak.
Ama vatandaş özel sektörün kucağına atılacak. İstediği kadar çay alacak istediği zaman para ödeyecek. Yani yine olan vatandaşa olacak.

Çaykur, su almaya başladı, TİTANİK gibi de batmaya başladı.
Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu yeni bir strateji mi uygular yoksa Ekrem Yüce geri mi getirilir bilmiyorum ama ne yaparsanız yapın Çaykur?u batırmaktan kurtarın