Zihni AĞIRMAN


ŞEHİT ANASININ MEKTUBU


Her gün bir değil bir manga askeri şehit veriyoruz. Son 10 yılda 81 polis bin 163 askerimiz şehit oldu.


Sadece bu yıl içerisinde 135 askerimizi şehit verdik. 2 bin 960 polis, 2 bin 134 asker yaralandı.

Hakkari?de görev yapan rütbeli bir askerle sohbet ettim. Söylediklerine inanamadım. İsrail Türkiye?ye milyon dolarlık silahlar veriyor ama terör örgütüne verdiği 100 liralık bir parçayla silahlarımızı etkisiz hale getirebiliyor.

Böyle bir ihanetle karşı karşıyayız işte. İçimiz yanıyor ama elden ne gelir.
Bir annenin şehit oğlunun arkasından yazdığı mektubu paylaşmak istiyorum. İnşallah bu son mektup olur

Ah oğlum?
Ah karagözlüm?
Aldım mektubunu bugün!
? Tabutunla beraber getirdiler,
Dediler;
?Anne Başın Sağ Olsun??

Başım sağ olacağına,
Geleydi kara topraklara da;
Sen sağ olsaydın?

Ah oğlum;
Selvi boylu kara yiğidim?
Sen söz vermedin mi bana
Ellerimi öpüp giderken:
?Söz? Döneceğim anne,
Merak etme! ? diye?

Biliyor musun?
İlk kez sözünü tutmadın?
Oğul?
Ben seni al kınalar yakıp ellerine,
Göndermedim mi askere?
Sen şimdi niye
Kendi kanını kına yapıp göğsüne
Döndün evine;
Beş metre beze sarınıp,
Sonsuzluk teknesi bir tabut içinde?

Ah Oğul?
Yaktın bizi?
Yaktılar bizi?
Baban bugün hastanede!
Tabutunu taşıdı belki elleri
Ama gidişini taşıyamadı kalbi?
Ve benim de seni ısıtan bağrım
Buz kesiyor şimdi?

Sen de bizi bekle oğul;
Bizim seni beklediğimiz gibi?
Emin ol?
Çok bekletmeyiz seni,
Biz de bu acıya çok dayanamaz
İçeriz senin gibi sonsuzluk şerbetini?

Ey karagözlüm,
Dünüm, bugünüm, yarınım;
Canım Oğlum?
Ya Ayşe?n ne olacak şimdi?
Belki de o bekledi
Bizden daha fazla hasretle seni?

Her sözünde sen vardı,
Her sözünde sana olan sevdası?

Her iki sözünden birisi,
Senli yarınlarıydı.
Biliyor musun oğul?
Çeyizini bile tastamam hazırlamıştı?

Sadece gelişini bekliyordu;
Gelip boynuna sımsıkı sarılacağın
Ve bir ömür bırakmayacağın günü?

Olmadı oğul?
Bırakmadılar seni bize?
Şu küçücük Dünya?mızdan
Ne istediler bilmiyorum?

Canımın parçası,
Beyazlara sarınıp giden oğul?
Dudaklarının nemi hâlâ ellerimde,
Saçlarının mis kokusu burnumda?

Oğul? Oğlum? Mehmet?im?
Biz üç kişi de sanma ki
Yaşıyoruz artık bu Dünya?da;
Sadece nefes alıp,
Gelişini beklerken yaptığımız gibi
Çizik atıp takvim yaprağına;
Bizim sana geleceğimiz günleri
Eksiltiyoruz hayatımızda?

Şimdi sana ?Elveda? demiyorum oğul?
Biliyorum ki;
Biz ayrılmadık?

Sadece yine birbirimize kavuşacağımız günü bekliyoruz?
Bu yüzden arkandan yazdığım bu mektuba,
Alışık olduğun şekilde son noktayı koyuyorum:

?O kara gözlerinden hasretle öpüyorum??