Çaykara Kalesi

Çaykara Kalesi

İTÜ Öğretim üyesi Çaykaralı hemşehrimiz Prof.Dr.Necati Ağıralioğlu ´Çaykara Kalesi´ ile ilgili makalesini yayınlıyoruz

 

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Başkanı öğretim üyesi Çaykaralı hemşerimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu Çaykara Kalesi ve çevresiyle ilgili yazdığı inceleme yazısını yayınlıyoruz. 

ÇAYKARA KALESİ

Taşören Mahallesinin eski bir fotoğrafı/resimler/2016-1/27/1253291135486.jpgGİRİŞ

Eski dünya kıtalarındaki şehirlerin çoğunda tarihi kaleler yapılmıştı. Kaleler kolay işgal edilmemesi için bazen bir dere, bazen bir deniz kenarında bazen de yüksek bir tepede ya da bir uçurumun kenarında inşa edilirlerdi. Savunma amacıyla yapılan ve kullanılan bu kalelerin top icat edildikten sonra savunulmaları zorlaşmıştır. Bugün savunma etkileri kalmamıştır. Bununla birlikte bunların çoğu kurumlar tarafından tarihi eser olarak değerlendirilmekte, onarılmakta ve çeşitli maksatlarla kullanılmaktadır. Fakat bazıları ise insan ve tabiat tahribatına açık olarak yıkılıp yok olmaya terk edilmiştir. Bu yazıda Çaykara Kalesi hakkında bazı bilgiler verlecektir. 

ÇAYKARA KALESİNİN MEVCUT DURUMU

Bu ikinci gruba giren Çaykara kalesi, Çaykara ilçe merkezine yaklaşık 2 kilometre mesafede, bugünkü Eğridere ve Taşören mahalleleri arasındaki dere kenarında ve derenin doğu tarafında Taşören arazisi içinde yaklaşık 400 metre rakımında bulunmaktadır. Kalenin batısı dere, derenin bitişik arazisi de kolay geçit vermeyen bir uçurumdur. İlçenin hatta Solaklı Vadisinin (eski adıyla Of Boğazının) en eski tarihi eseridir. İlçe merkezinden araba ile 5-10 dakikada kaleye ulaşılabilir. Kalenin bir fotoğrafı Şekil 1´de görülmektedir.

Bu tesise yakın olarak Of´un batısında devlet yolunun güney kenarında bulunan Of kalesi yoldan geçenlerin dikkatini çeker. Bir de Dernekpazarı´na bağlı Zincirlikaya mahallesinin yüksek bir tepesinde bir kale kalıntısı olduğundan bahsedilir. Fakat ben görmedim. Ayrıca etrafta Bayburt, Rize ve Trabzon tarihi kal´aları meşhurdur./resimler/2016-1/27/1255074574903.jpg Şekil 1 Çaykara Kalesi ve yolu

İnsan merak ediyor. Bu kaleler faal iken birbirleriyle bağlantıları var mıydı? Kaleden bahsedince aklıma kale sözlü ile başlayan ve yörede yaygın söylenen türkü geldi:

Kaleden kaleye şahin uçurdum,

Ah ile vah ile ömür geçirdim.

Bu türkü acaba bir kale komutanı ya da kalebentlerin ağzından mı dile getirilmiş? Bilindiği gibi, eskiden kaleler arasında hızlı haberleşme, eğitilmiş kuşların bir ayağına bağlanan pusulalarla karşılıklı kaleden kaleye uçurulması ile sağlanırmış. Bu türküyü dinleyince Çaykara kalesi içinde horon oynayan insanları hayal ederim. Bu türkünün ritmiyle oynanan Çaykara horonu diğer yörelerinkinden biraz farklıdır, daha hareketlidir. Oyuncular yan yana birbiriyle mesafeli durarak el ele tutuşur. Müziğin ritmiyle ayaklar hareketlenir. Oyuncular bu hareketlerle devamlı ilerleyerek bir çember etrafında dolaşır. Bu horon gençliğimizde en çok severek oynadığımız ve heyecanlandığımız oyundu.

Çaykara kalesi son 50 yılda bile, çocukluğumuzdaki halinden bu yana daha da harap hale gelmiştir. Bugünkü yerleşimlerden uzak olduğu için definecilerin tahribatına uğramıştır. Kale duvarları yörede yerden çıkarılan taş malzemenin kireç harcı ile örülmesi ile yapılmıştır. Güneydeki duvarlar 3-4 metre, güney doğusundaki kule yaklaşık 5 m yüksekliktedir. Diğer taraflarda kalan duvarların yüksekliği sadece 1-2 metresi kalmıştır. Duvarların temelleri ağaç kökleri ve çalılarla giderek bozulmaktadır. Duvar kalınlıkları 2-3 metre arasında değişmektedir. Ana kapısının olduğu doğu cephesinde yaklaşık 10 metrelik duvar tamamen yıkılmış ve kapı yeri kaybolmuştur. 

TARİHİ BİLGİ

Kalenin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Cenevizliler tarafından yapıldığı söylenirse de Cenevizlilerin Cenova´dan gelip bu kadar içerdeki vadiye girip bu tesisi yapması pek mantıklı görünmüyor.

Ne için yapıldığına gelince bu tesis ana yollar üzerinde olmadığına göre onun kervanların emniyeti için yapılmış olması az ihtimaldir.  Yapılış amacı belki de etraftaki ahalinin bir tehlike halinde beylerinin başkanlığında kaleye sığınmaları olabilir.  Çaykara ile ilgili, daha doğrusu Solaklı Vadisi ile ilgili yazılı belgelerde kale ile ilgili bir bilgiye rastlanmamaktadır. Osmanlı Döneminden önce yapıldığı kesin olmakla birlikte, kale ile ilgili elde yazılı bir belge henüz bulunmamaktadır.

Osmanlı Döneminde Of ve Çaykara tarihi ile ilgili ilk arşiv belgesinin tarihi 1486´dır. Yani Trabzon´un fethinden 25 yıl sonra Çaykara ve Dernekpazarı yerleşim yerleri ile ilgili bilgilere ulaşılmaktadır. Bu konuda Hasan Umur ve Dr. Hanefi Bostan önemli yayınlar yayınlamışlardır. Ayrıca Haşim Albayrak ve Cafer Can gibi araştırmacılar da bu konuda çalışmalar yapmışlardır.

1486 tarihli belgeye göre Çaykara´da 4 köy adı yer alır. Bunlar: 1. Gorgora, nam-ı diğer (diğer adı) Paçan, (Eğridere), 2. Holaysa (Yeşilalan),  3. Paçan (Maraşlı) ve 4. Zeno (Ulucami)´dir. Ayrıca Solaklı Vadisindeki bugünkü Dernekpazarı ilçesine bağlı olarak 3 köy adı belgede geçmektedir. Bunlar: Kondu, Oflare (Visir) ve Kaçal adlı yerleşim yerleridir. 

ÇAYKARA KALESİNİN ÇEVRESİ

Çaykara kalesi o vesikada adları geçen Yeşilalan ve Eğridere mahalleleri arasındadır. Bu iki mahalleyi aralarındaki Eğri Dere ayırır. Bunların yaylaları da bitişiktir. Kalenin etrafı gerçekten yörenin yerleşime en uygun mekânıdır. Yeşilalan güneye bakmakta ve oldukça düzdür. Eğridere ise doğuya bakmakta ve kırmızı renkte verimli toprağı dikkati çekmektedir. Burası soğuk kuzey ve özellikle kuzey batı rüzgârlarına kapalıdır. Çanak şeklindeki bu küçük havza, soğuk rüzgârlardan bir nevi korunmuş ve burada diğer yerleşimlere göre daha az nemli, daha çok güneşli bir mikroklima (Küçük iklim alanı) meydana gelmiştir. Yerleşilen arazinin rakımı 400-800 metreler arasında değişmektedir. Her iki mahalle de ekip biçmeye müsaittir. Eğridere Mahallesi resmi Şekil 2´de görülmektedir. Şekil 3´de ise Yeşilalan Mahallesi fotoğrafı verilmiştir.

Rivayete göre yörenin beyi, bütün vadiye hâkim durumda olan Gorgora´da yaşarmış. Atabekler tarihinde Gorgora ismi zaten bey adıdır. Mesela Eğridere köyünde derenin batısında kalan ve doğuya bakan en verimli tarlaların olduğu yerin bugünkü adı Vasılaçtır. Vasılaç beye mahsus, krala ait demektir. Eğridere´nin en eski ve belki de ilk mahallesi bu tarlaların başında kurulmuştur. Kral da mahallenin başındaki tepede (Kaban) otururmuş. Bir tehlike anında etraftaki ahaliye işaret verilir ve onların hızla kalede toplanması sağlanır, canları korunurmuş. Yine rivayete göre Alaysa yaylasında sağılan süt, döşenmiş olan künk borularla taze olarak kaleye iletilirmiş./resimler/2016-1/27/1256503639451.jpgŞekil 2 Eğridere Mahallesi resmi/resimler/2016-1/27/1257549428510.jpgŞekil 3 Yeşilalan Mahallesi resmi 

BAZI YERLEŞİM YERLERİ VE ADLARI

1486 tarihli belgeye göre Eğridere´nin bir adı da Paçan´dır. Herhalde o dönemde Eğri Derenin batısına Paçan denmektedir. Paçan saçılan demektir. Gerçekten Paçan´dan (Nefs-i Paçan, bugünkü Maraşlı) Şinek-Paçan (Ataköy), Şur-Paçan (Şahinkaya), Mezire-i Paçan (Taşlıgedik), Yukarı Kumlu, Aşağı Kumlu, Koldere köyleri türemiştir. Daha sonra Çambaşı Taşkıran, Köseli, Şerah ve diğer köyler  aynı şekilde tarih içinde Paçan´dan yayılarak ortaya çıkmıştır.

Yeşilalan´dan, Kabataş, Baltacılı, Işıklı, Kayran, Taşören ve Yükselen mahalleleri ayrılmıştır. Şekil 4 ?e Taşören Mahallesi resmi görülmektedir./resimler/2016-1/27/1259101767271.jpgŞekil 4 Taşören Mahallesi resmi 

Yüksek kesimlerdeki Derindere, Çayıroba, Arpaözü ve Demirkapı köyleri Azerbaycan gibi uzaklardan gelip yerleşenlerle şenlenmiştir.

Osmanlı döneminde bütün bu yerleşim yerlerine zaman içinde pek çok aile göç ettirilip zorla iskân ettirilmiştir. Yöredeki bazı yer isimleri dikkati çekmektedir.

Gorgora, Atabeklerde Bey veya kral ismidir. 1268 yılından sonra Ahiska, Ardanuç, Artvin, Ardahan ve Oltu dolaylarında 300 yıldan fazla hüküm sürmüş atabekler Osmanlı´ya ve özellikle Yavuz Selim´e seferlerde yardım etmişlerdir. Atabekler zamanla Müslümanlığı kabul etmişler. Onların döneminde Gorgora adlı 5 tane bey veya kralları hüküm sürmüştür.

I  Gorgora (1334-1361)

II. Gorgora (1451-1466)

III. Gorgora (1487-1498)

IV. Gorgora (1516-1545)

V. Gorgora (1573-1578).

Paçan, saçan saçıcı demektir. Onun yaylası Saçanoba olmalı. Şur vey şor çorak arazi demek; Huşa tarla manasına gelir. Şerah açılmış, geniş yol demektir. Bilindiği gibi Rumcada Ş harfi yoktur. Burada bahsedilen isimler Rumcaya tercüme edilirken ş´ siz telaffuz edilmişlerdir.

Zeleka kelimesi Mushaf´ta Kehf Süresinin 40. Ayetinin sonunda geçer. Zeleka kaskatı, kaypak (toprak) demektir. Gerçekten Taşören Mahallesinin batıya bakan arazisi diktir. İnsanlar burada, ekim sırasında toprak aşağıya kaymasın ve azalmasın diye tarla sonlarına taş duvarlar örmüşlerdir. Belki de bunun için mahalleye Taşören adı verilmiştir. 

SONUÇ

Yazıyı fazla uzatmayalım. Yok olmak üzere olan tarihi Çaykara kalesine bir an önce sahip çıkmamız lazım. Önce kalenin restitüsyonu (eski halinin araştırılıp kağıt üzerine orijinaline uygun resmedilmesi) yapılmalı, sonra restorasyon için mali kaynak bulunmalı. Daha sonra orada insanlara en iyi nasıl hizmet verebileceği belirlenmelidir. Kale Çalışmaları için Çaykara Kaymakamlığı ve Çaykara Belediyesinin mali kaynak bulması zor olabilir. Bu bakımdan önce proje hazırlanmalı ve projeye dayanarak mali kaynak temin yoluna gidilmelidir. Restore edilmesi halinde Çaykara Kalesinin İlçe turizmine önemli katkıları olacağı tahmin edilmektedir. Ziyaretçiler tarafından kalenin birkaç yüz metre yakınında Eğridere - Taşören mahalleleri arasındaki derenin üstünde bulunan kiremit örtülü ahşap köprü ve su değirmenleri de ziyaret edilebilir. Şekil 5´de üstü örtülü ahşap köprünün resmi görülmektedir./resimler/2016-1/27/1300136299820.jpgŞekil 5 Eğridere - Taşören mahalleleri arasındaki derede üstü kiremitle örtülmüş ahşap köprü

Kaynaklar

Yıldırım, Ali, 2010. Tarihi Gelişimi ile Holaysa, 24 Aralık 2010 Cuma Saat 23:39.

Tuncer,  İbrahim, 2007.  Foto galerisi,

Umur, Hasan, 1951. Of Tarihi ve Of Muharebeleri.

www.caykaragundem.com



Anahtar Kelimeler: Çaykara Kalesi
Turgut KILIÇ
3.02.2016 16:21:02
yer adları ile ilgili yapılan yorumun yanlış. bahsedilen yer adları rumca değil.

İlginizi Çekebilir